8 Temmuz 2010 Perşembe

SEVGİLİ KÜLLÜK-2

SEVGİLİ KÜLLÜK -2

Sevgili Küllük sigarayı bırakalı daha 3 saat bile olmadı…
Bu saat dilimlerini pek sevmemeye başladım…dilim dilim ruhum ve boktan geçen düşünüş üşüyüşleri… kalemim kocaman kafamın içindeki küçük beynimin trafiğine çözüm getirmiyor…özümsemek ne demekse artık bunu dememek gerek ama dedim işte …yedim işte.. sigarayı çekişim kadar nefes alsam yeter şu hava boşluğunda…bilgelik ile itlik teğellemiycem bu gece kumaşımsı beynime…zamanı kavrayamıyor artık şu kavisli ellerim…emin değilim bu gece…Salı olabilirde ,Çarşamba bitebilirde…

….ZAMAN bir muhtıra yolladı , kaybedecek bir şeyim olmalıydı.
Düşüm üşüdü, sanrım sancıma eşitlendi.
bir zaman kavmi diğerini itti. Yer değiştirdi KAV imgeleşti İS
epikleşti KRAL.

Sevgili Küllük bu gece bir cümle…
Hece hece bölünmekte.
İmlâların boynunda yağlı urganlar….
Son DUA sız bitmekte..

Sevgili Küllük bu gece bir Büyü
AZİZ PETER’in sâdâkatine
Bir rahip PAPA ilân edilmekte
İSA üç kere sevilmekte..

Sevgili Küllük bu gece bir TALAS
Emevi asiliğinde Abbasi katlinde…
Bölücü İKRA örgütleri Mezopotamya şehrinde…
Bir kitap hap at Dicleyi mürekkebe boyat bir hap yap
tüm kitapları DİCLE nehrine at……sabah olsun sadece sabah tüm militanlar Abaza……bu zevk şehrinde……sabah olsun sadece sabah uyandığında BAKİRE’ler bahçesinde yine Cennet vaadinde HASAN SABBAH…

………………………………………………………………………..
Sevgili Küllük bu gece yarım
ilerler adım adım …
Uygunsuz adım marş!
geriler adımlarım…….
Oratoryo eşliğinde tüm Şeyhsiz tarikatların , dramatik duaları bu gece inler dibimde….

Sevgili Küllük bu günlük bu kadar tekrar Berzah aleminden saygılar…………………………..

Düzensiz Cümleler Kavmi-1 BERKAN ÜRGEN

Üçüncü parmak dergisi

22 Mayıs 2010 Cumartesi

SEVGİLİM MAZUR GÖR BENİ

Sevgilim mazur gör beni! Sana gelmeden önce birçok yasaktan geçtim.
Bundan şekilsizliğim. Din şaşırttı tabular sıçradı üstüme…

Yazık ki bıraktığım yerde değilsin. Oysa giderken iyi bak
kendine tırnaklarına biriken düşleri ye ama sakın acıkma demiştim. Çünkü
ikimizde biliyorduk aşk acıkırsa ayrılık onu emzirir.



Pazartesiden çaldığım dudakların okşarken ellerimi,
çarşambaya tecavüz ediyordu yasaklanan sevişmelerin hikâyeleri… Direndim. Zamana
geciktirici verdim



Aslında buralardasın biliyorum.biz düzensiz bir aşka ait tek
kalan bir CD nin içindeydik.sen o CD ye birkaç çizik attın.oynatıcının içinde
donuyoruz play dedikçe ben bir adım atıyorum ileri sen bir adım geri….


( onur köybaşı

RUHUMUN REÇETESİNDE

Üzecek seni bu sokaklar. Birçok katilin adım sesi var… Terk edilen
kalemlerin uçları boyadı geçtiğin kaldırımları ve bir kalem daha
kırılacak bu gece… Elektrik telleri fısıldayacak

Sonu -me- olan haykırışlarımı kulağına. Git(me),kekeme bir yalnızlıkta vedanı defalarca telaffuz ettirtme…


Okunuşları aynı, anlamları farklı bir kelimede bir randevu
ayarlıyorsun acılarıma. Farklı yan etkiler bırakacak içtiğim sular.
gencebay şarkıları getirecek siluetini odama.



Ruhumun reçetesinde; sensizliğin, can alıcı reaksiyonlar yaratabileceği
yazıyor özellikle oksijenden uzak kalmam lazımmış.ya nefes
alırsam???????????halimin ne olacağını düşündün mü hiç?

Otistik kalbim sadece sana dokunabiliyordu.peki ellerim?! Kaç namus cinayetine delil gösterilecek kim bilir senden sonra.



Hayatın koyduğu seçmeli bir derstin sen bana. adı belliydi seçmeli ama
zorunluydu.ve ah bu koku.hiçbir parfüm zarar vermedi ozon tabakasına
,senin tenimde bıraktığın koku kadar….



(onur köybaşı)

SANA BİR MUSKA YOLLUYORUM NE OLUR ONU BOYNUNA TAK

sana bir muska yolluyorum ne olur onu boynuna tak!! İyi
tutacak seni, huzur verecek, unuttuğun yolları hatırlatacak. En azından ben
öyle düşünüyorum. Bana verdiğin sözler hıçkıracak sol kulağında. Bir ibneye
üflettim heceleri çok sağlam! İyi bak okunmuş muskaya.

(…)


evime bıraktığın ve uzaklaştıkça kamulaşan kokun inanmayı
öğretti bana!! Taş duvarları öptüm, anlamını bilmediğim dualar fısıldayarak
dudak izi bıraktım...



Bir köpek gibi nefes alıp verirken yalnızlık, melodi yapıp
şarkılar söyledim küçük çocuklara… Umut etmek diyorlar bizim buralarda buna.



Sağlıksız bir pazardan kalma ritmi bozulan kalp
atışlarım.annem kahve içme diyor çok fazla.o bozuyormuş rengimi….! Bir bilse
seni ne kadar istediğimi bir öğrense evlerin önünden çaldığım terlikleri, bir
anlasa inançlarına olan ihanetimi……….





sana bir muska yolluyorum ne olur onu boynuna tak!!

(onur köybaşı)

KÜÇÜK ÇOCUK

Küçük çocuk uyandın kabusundan .çığlıklar senden geceye ait deniz yosunundan.
Küçük çocuk korkarak altını ıslattın ,yine olağan gözyaşlarından
İşte o kadın ve o adam yine kabusunda ağır adımları olan.
Anne geliyor sus artık kapında yansır
Tüm kabuslarını hayra yoracaktır.
Dur dur bık artık bu yaşam ölümün olacaktır.
Küçük çocuk bir dozer elinde hafriyat aleminde
Elinde bir dozer bir dünya keşfinde.
Batıyor çocuk bu dünya batıyor tüm manşetler bunu yazıyor
Üç beş misketine değil bu sefer bu dünya alabildiğine batıyor.
Küçük çocuk üç beş kelimesi ,kelimesi sesi ve tüm tümceleri dilinin şekerimsi sesi.
Yinede oynanmaya değer bu dünya
Halının çizgilerinden otoban yapmaya
Terk edilmiş gecekonduların keşfinde , sokaklar kuşatmaya.
Yinede büyümeye değer bu dünya
Süper marketleri taşlayıp ,leblebi tozlarına bulayıp,bigbabol sakızlarını komşunun ziline tıkayıp
Yine de koşmaya değer bu dünya
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, generallerin erlerinden
Minerallerin görevlerinden yine de bahsetmeye değer bu dünya.
Bü dünya referanduma gidecek temsili bir insanlık senin kantonlarında kendine uygarlık arayacak.
Ranzanda huzursuz uyu
Karanlıktan korkarsan eğer bir nükleer deneme daha parlatıcak odanın her bir yerini.
Korkma yan oda da yine annen olacak ve sana tekrar gebe kalacak.
Yaşama organın yürütmesi için seni tüm parlementer değerlerini hiçe sayacak.
Ve o gün bir ana- yasa boğulacak..
( BERKAN ÜRGEN )
DÜZENSİZ CÜMLELER KAVMİ-1

SEVGİLİ SANRI

Sevgili Sanrı

Sana uzun uzun zahmetsiz yazabilmeyi isterdim lakin daktilomun sorunları giderek artıyor bu son zamanlarda.
Kelimelerimin uzun taç atışları nominal değerlerini kaybediyor
Bu son deplasman maçlarında.
Ve her parmak vuruşumda kan gövdeyi götürüyor , gövde kanı yitiriyor bu ihtimali olmayan ihtilal meydanlarında.

Sevgili Sanrı

Kesin bir yargı
Keskin bir sargı şeridine ihtiyaç var bu aralar sanırım.
Sanırım bazen seni biliyorsun .
Tanırım bazen seni bir cümle çıkışında .
Ve ne zaman rasyonel bir dokunuşum olsa
Acıtırım bazen seni bunu da biliyorsun.

Sevgili Sanrı

Senin yerin ayrı
Fakat ne zaman sana yazsam kıytırık daktilomda, kaybettiğim şeridimi
üçüncü sayfa haberlerine düşen bir cesedin gözlerine çekilmiş olarak buluyorum.
Ya da ne zaman aramaya çıksam şeridimi ırzına geçilmiş bir genç kızın gözlerine çekilmiş olarak görüyorum .
Ve bir şaryo düzeneğinde bileklerime teğet geçen kelimelerin keskinliğinde başlıyor intihar girişimlerim.
Seni yazıyorum ve sana yazıyorum.

Sevgili SANRI
Başımızdan eksik etmesin seni TANRI

düzensiz cümleler kavmi-1 BERKAN ÜRGEN

DOKTOR UZAT BANA ELLERİNİ

Doktor uzat bana ellerini ,ellerini uzat ve artık bu manik şiir başlasın
Kusura bakma ama seni doğru tanıdığıma yemin edebilirm
Akademik kariyerinden kaygılıyım doktor.
İki elin bir başı tutuşu sende afrodizyak etkisi yaptığınada eminim
Doktor hadi uzat bana ellerini bir akıl tutulmasına seni davet edebilirim.
İnan bana beyazıda sevmediğine şahitlik edebilir gecelerim
Hadi o koltuğa uzan deyişlerin ve senin intihar hecelerin
Reçetenden çıkan umut tabletlerin,mesai sonrası mabedlerin
Ve senin masa altı sekreterlerin …midem bulanıyor doktor….
Ve bana elini uzat ilk ve son olsun bu inceliğin
Doktor hadi bir delilik yapalım
Hadi bir delilik yapalım doktor
Doktor hadi be yapalım bir delilik
Hezeyanları gerçek yapalım gerçekleri hezeyan
Sanrıları tanrı yapalım ,tanrıları ise yargılayalım
Halisinasyonları rasyonel yapalım,rasyonelleri irrasyonel
Nasyonelleri kutsayalım.MAO ‘ya bir dilekçe yazalım
Mesela bir güz hasadında tüm liberalleri asalım.
Bir yasa taslağı yapalım, tüm mevzuatların içine sıçalım
Komşuların zillerine basıp kaçalım,istifa dilekçemizi
Patronun suratına atalım,vergiden muaf olalım ,işsizler ordusuna katılıp
Hadi devrim yapalım
Kaybedecek neyimiz var ki DOKTOR.
Bir sit alanı bulalım üzerine bir cümle kuralım
Üzerine kat çıkalım
Seçim zamanında tapusunu alalım
Seçim sonrası, heceleri bütün belediye memurlarına atalım
Kafalarını yaralım,bir benzin bidonunda intihara kalkışalım.
Doktor uzat bana ellerini .ellerini uzat ve anlat bütün içindeki nefretini
Meryem dinginliğinde İSA tedirginliğinde anlat bana olmak istediğin yeri.
Söz veriyorum EYYÛP sabrı ile dinleyeceğim seni.
Doktor uzat tekrar ellerini bitsin artık bu manik şiirin bildirimi.

Düzensiz cümleler kavmi-1 BERKAN ÜRGEN

17 Şubat 2010 Çarşamba

FALAN FİLAN KALAN

Sen geçerdin trenler ,sirenler ,herbirşeyler susardı bilirsin
Çevreden tepkilere aldırmadan yürürdün bu şehrin caddelerinde.
Yada başka şeyler ılımlı ağaçların gölgesinde ,
Bilirsin bilmem kaç yıl önce daha da formundaydı bu dünya
Korkular yoktu mesela korkular. bu insan kalabalıklarında yine dair bu insan kalabalıklarına.
Bu şehre müttefikler saldırmalıydı mesela en tepede yerimizi alarak izlemeliydik uçak savarları gök kuşağı niyetine .
Sus dedin bi gün susa kaldım kaldım ya ordaydım, bi düştü
Ah bi düştü ki görmeliydin benim yerime, görrneliydin de düştü ki içindeydi gezegen, ve tılsımlı gözlerinle içine almalıydın benide.
Bir yılbaşıydı hatırlarmısın gecenin bir vakti , gecenin bir yarısı idi bilmem kaçtı tarih, bilmem kaç yılına giriyorduk.
O saatti , ellerinde insan ,insanın ellerinde maytaplar, viski şişeleri ve viski ile yanmış sesleri. hani kalabalıklar çokça,sarhoş bedenler yokça,
İşte o saatti bilmem hatırlarmısın bilmem kaçıncı yıla girişti,
Dört, üç, iki bir. Alnımız secdede idi.
Demiştin ya, hani sanada demiş güya, onlar kimse onlarda başkalarından duymuş.Nasıl girersek yeni bir yıla öyle alabildiğine döner durur bu dünya.
Yeni yıla giriş , nasıl girdiğimizi hatırla.Hani ilk günlerimizi hatırla diyeceğim ki istemezsin hatırlamak, kötü günlerdi galiba, çok ça kavga ederdik. Alabildiğine laf , alabildiğine düzensiz güzargah,
Sebepleri hani şık değildi, cümleleri hatırla, ne kadarda bulanık.
Bu olmadı ki yani gerçekten olmadı . inanmalısın olmadı.
Kus üstüme yeterki ölme, yani ölme işte o kadar. Bölme.
Yani bölme işte baksana cümleler ne kadar da havada.

Sızdım ,eski kanepe boş bardak, küllük dolu, kim yürür ki o kadar yolu.
Falan filan işte öle görünüyorki bu beyinde patlar bu gidişle
Geçen basit bi soru idi. Gayet içten ve gayet kişisel değil.
Soruydu yani hepsi bu. Hiçbir genç kız cenazesine katıldınmı ?.buydu yani. Davetsiz misafirdim kusura bakma, önde olmayı seçmedim. Üzgünüm ağlayanların biletleri karaborsa en önde.ve bilirsin ağlamak beni darlar. Onca hazırlık en arkasında gözün. Onca içsel çekiş. Hani burunda sponsor ya buna
Dur kızma yine takıldımı aklıma bi cümle vay onun tümlecine.
Unutkanlık var bu aralar unutkanlık. ve her insandakinden biraz daha fazla , duydum galiba yada okudum sanırım çokça şey öğrenmeye çalışmak iyi değilmiş ben bunu anladım,
Tek bi şey bilseydim keşke . sadece tek bi şey öğrenmeye çalışsaydım, uzmanlık alanım mesela sadece tek bi şey olsaydı. Uzmanlık alanı , kulağa ne kadar da hoş geliyor.
Not almayı unutuyorum bazen okuduğum bu son zamanlardaki kitaplarda. Aslında doğrusu şu ; okumak unutkanlık yapıyor bende. Sanırım bunu istiyorum, eski alışkanlıklarımıda kaybediyorum, kontrol kayıp bu aralar. Biliyormusun en son ne zaman kendi sorunum hakkında birine dert yandığımı hatırlamıyorum . kızıcaksın yine biliyorum. Yargılayacaksın beni yine gayet haklı yere.
Başaramadım yine . ne yani haklılık payım hiç yokmu
Gözmü yumsaydım bu kötü gidişe.
Beynimin içinde yazılmış ütopyalar
Küreği hatırlıyorum sapını sarı rengini. Toprağa bulaşmış o küreği. Ellerimi hatırlamıyorum sana her daim dokunduğum o kürekteki ellerimi.
Toprak hiçbir zaman ağır değildi bu kadar. Bedenini bedenine serptim.
Bedenimi bedenimden ,ruhunu ruhumdan ... evet şimdi daha iyi hatırlıyorum kürekti ağır olan toprak değil.
Ki kollarıma hiç bu kadar ağır gelmemiştin.
Bir İNSAN suresi indi bu gece gayet yalın
Bir NİSAN sabahı aklımda beni rahat bırakın.

……………………………………………………….
DÜZENSİZ CÜMLELER KAVMİ-1

2 Şubat 2010 Salı

TAVUK MU YUMURTADAN YOKSA YUMURTA MI TAVUKTAN?

SARI ÇİÇEĞİN SERZENİŞİ


Herkes sordu sordu

rengim sararıp soldu

yapraklarım yoldu yoldu

kaldım direkler arası


you asked me

Do you have father mother ?

i dont have any brother

this is my last answer

bu bendeki fotosentez yarası

OBAMADAN TEK PARMAKLI BİR ÖZGÜRLÜK İŞARETİ HEPSİ BU

AH ANGELİCA AH..

Ah Angelica Ah
kıytırık hayatıma son verecektim bu sabah
koridor uzun ve soğuk
koridorun sonu belki son umut

Ah Angelica Ah
beynimdeki cine hükmedecektim bu sabah
sanrıları bozan bir Hayya alel-felah
sükunetimin şer suretinde tuttu beni bu sabah

Ah Angelica Ah
başa alınmış bir düne uyandım bu sabah
ruhumdan yükselen bir Hayya ale-salah
bedenimin hemzemin geçitinde buldu beni bu sabah

DÜZENSİZ CÜMLELER KAVMİ-1 BERKAN ÜRGEN